Türkiye Adalet Bakanlığı’nın bu kitabın Türkçe baskısını yapmaya karar vermesi beni onurlandırmaktadır. Bakanlığa, özellikle Yonca Fatma Yücel’e, hem İngilizce içeriğinin belirlenmesindeki katkıları hem de İngilizceden Türkçeye çevrilmesine dair verdiği editörlük hizmeti ve kitabın basılması için gösterilen her türlü destek ile sağladıkları finansman için teşekkür etmek isterim. Türk okurların, bu kitapta Türkiye’deki aile arabuluculuğunun gelişmesine katkı sağlayacak faydalı fikirler ve bilgiler bulacaklarını umuyorum.

Bunların yanında, değerli arkadaşım ve meslektaşım, CEPEJ (Avrupa Adaletin Etkinliği Komisyonu) uzmanı Maria da Conceição Oliveira’ya içten teşekkürlerimi ifade etmek isterim. Maria, Türkiye’de aile arabuluculuğunu geliştirme projesinde bir süre çalıştı. Avrupa Konseyi’nin beni Kasım 2016’da İstanbul’da yapılan iki günlük bir seminere katılmaya davet etmesi, Maria’nın önerisi doğrultusunda gerçekleşti. Seminer, Avrupa Konseyi Ankara Program Ofisi’nde Proje Yöneticisi olan Özlem Demirel tarafından mükemmel şekilde organize edildi ve yürütüldü. Özlem’e ve çalışma arkadaşlarına, pratik düzenlemeler yapmaktaki ve böylesine zengin ve ilham verici bir tartışmayı yönlendirmekteki büyük yardımseverlikleri ve etkinlikleri için teşekkür ederim.

Seminer yalnızca Avrupa’da aile arabuluculuğunun gelişmesi hakkında bilgi ve deneyim paylaşma değil, aynı zamanda, örneğin arabuluculuğun aile içi istismar mağdurlarını sonrasında da bir istismara maruz bırakıp bırakmayacağı ve var olan güç dengesizliklerini devam edip etmeyeceğine dair riskler gibi zorlayıcı ve tartışmalı konuları açıklama fırsatı sağladı. Bu ve diğer riskler iyice anlaşılmalı ve büyük dikkatle ele alınmalıdır. İngiltere ve Galler’de her bir vakıanın özel durumlarına göre, tarafların güvenli ve istekli bir şekilde yer alması ve güç dengesizliklerinin dikkatli bir şekilde yönetilmesini garanti altına almak amacıyla da, arabuluculuğun uygun olup olmadığını kontrol etmek için izleme ve koruma prosedürleri uygulamaktayız. Birçok yargı mahallinde, arabuluculuk yoluyla erişilen, tavsiye edilen bir uzlaşma ya da anlaşma, hukuki olarak bağlayıcı değildir. Bir anlaşmanın onaylanması, ya rızaen yapılan başvuruyu müteakip verilen bir mahkeme kararı yoluyla ya da diğer bir resmi anlaşma yoluyla adımlar atılmadan önce, her bir tarafa ayrı ve bağımsız hukuki destek verilmesini gerektirmektedir.

Arabuluculuk, anlaşmazlıkların daha fazla karşılıklı anlayış, işbirliği ve pekiştirilen güven temelinde yapılan anlaşmalarla çözülmesinin bir aracıdır. Arabuluculuk, bireyler ve kültürler arasındaki farklılıkları, kan dökme ve yıkımlarla sonuçlanan saldırganlıkları ve savaşları kışkırtmak için kullanmak yerine, bu farklılıkları takdir eder ve bunlara değer verir. Aile ve topluluklar içinde ya da mahkemeler vasıtasıyla ayrım yaratan tartışmalara girmek yerine, amaçlı diyaloglara ihtiyaç vardır. Bu itbarla çok değişkenlik gösteren durumlarda, ayrılık, boşanma ya da aile krizlerinin farklı kademelerinde standart bir arabuluculuk modeli arabuluculuğa başvurabilecek olan, farklı kültürlerden gelen çiftlerin ya da aile üyelerinin birbirinden farklı ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalacaktır. Aile arabuluculuğunun, sadece basitçe yetişkinler arasındaki finansal uzlaşmayı sağlaması değil, bir bütün olarak ailenin, diğer bir deyişle hem çocukların hem de yetişkinlerin ihtiyaçlarını karşılaması beklenir. Ebeveynlerin ayrılması ve boşanma, özellikle de ebeveynler tartışmaya ve kavga etmeye devam ediyorlarsa, çocuklar üzerinde büyük bir etki yaratır. Bunun, çocuğun iyiliği ve psikolojik gelişimi üzerinde uzun dönemli sonuçları olabilir. Birleşmiş Milletler’in 1989 tarihli Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre; gereken yaş ve olgunlukta olan çocukların, eğer isterlerse, kendilerini etkileyen karar ve düzenlemeler üzerine fikirlerini beyan etmeleri, yasal haklarıdır. Aile arabulucularının, ebeveynleri ve ebeveynlik sorumluluğuna sahip olan diğer kişileri, çocuğun ihtiyaçlarını ve görüşlerini dikkate almaya ve çocuklarla ilgili düzenlemeler yapılırken bu ihtiyaçları ve görüşleri hesaba katmaya teşvik etme sorumlulukları vardır. Yaşça büyük çocuklar ve gençler, kendi fikirlerini ve önerilerini ortaya koymalarına yardımcı olabilecek, ailenin bir bütün olarak faydasına olan bir yol bularak ebeveynlere yardım edebilecek, tarafsız ve nitelikli bir aile arabulucusu ya da gençlik rehberi ile görüşmek isteyebilirler. İngiltere ve Galler’de çocuğun dahil olduğu aile arabuluculuğu bir dizi farklı yolla biçimlendirilmiştir. Aile arabulucuları ulusal standartları ve gereklilikleri karşılayan ek bir eğitim almak ve arabuluculuk mesleğinin bu özel ve hassas alanında değerlendirilmek ve akredite edilmek zorundadırlar.

Öte yandan, farklı ülkelerde yaşayan ve farklı kültürlerden gelen meslektaşlarla fikirleri ve deneyimleri paylaşmak, arabuluculuğun küresel olarak geliştirilmesi için vizyon yaratılmasına yardım eder. Ben, Hint Okyanusu’ndan Fas ve Güney Afrika’ya, Kuzey ve Güney Amerika’ya, Rusya, Kazakistan ve birçok Avrupa ülkesine kadar birçok ülkede konferans ve eğitimlere katılma şansı buldum. Dünya çapında göçlerin artmasıyla birlikte, bir çocuğun ebeveyni tarafından bir ülkeden diğerine götürüldüğü günümüzde, evrensel ilkeler ve farklı yargı sistemleri arasında uyumlu pratikler ve işbirliği geliştirebilmek için küresel bir yaklaşım gereklidir. Yer değiştirme anlaşmazlıkları ve çocuk kaçırma vakıalarında arabuluculuk yapmak üzere uluslararası aile arabuluculuğu üzerine eğitim almış arabulucuların gittikçe büyüyen bir küresel ağı bulunmaktadır. Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine dair 25 Ekim 1980 tarihli Lahey Sözleşmesi kapsamında İyi Uygulama Kılavuzu 2012’de yayınlanmıştır. Diğer yandan, Uluslararası Sosyal Hizmetler Organizyonu‟nun Uluslararası Aile Arabuluculuğu Rehberi (ISS 2014), hem ebeveynler hem de profesyonel danışmanlar için hazırlanmıştır ve birçok dile çevrilmiştir. Merkezi Cenevre’de bulunan Uluslararası Sosyal Hizmetler Organizasyonu uluslararası aile arabuluculuğunu teşvik etmek ve eğitim ve pratik alanlarında ortak standartlar geliştirmek için bir İşbirliği Süreci’ne öncülük etmektedir. Benim İşbirliği Süreci’ne katılımım ve Türkiye’deki değerli bağlantılarım sayesinde Türkiye ile İşbirliği Süreci arasındaki bağlantıların kurulması kolaylaşmıştır.

Özetle; Arabuluculuğu bir sorun çözme süreci olarak görme eğilimi vardır; fakat aile sorunları karmaşıktır ve çözümler nadiren kolaydır. Mahkeme kararıyla sağlanan adaletten daha katılımcı karar alma ve işbirliğine doğru bir yönelim olduğunda, dünyaca ünlü piyanist, şef ve Batı-Doğu Divan Orkestrası’nın yaratıcılarından biri olan Daniel Barenboim gibi biz de, “tüm tarafların bir diyalog içinde olması mükemmel bir uyumu garanti etmez, ancak işbirliği için gerekli koşulları yaratır” diyebiliriz. İyi iletişim, rasyonel düşünme ve anlaşılır bir dil kadar, yaratıcılık ve sezgi gerektirir. Şiir ve görsel sanatlar yeni modayı yaratırken, bilimler faydalı ve pratik biçimlerde yeni bağlantılar kurmayı sağlar.

Sözlerime son verirken ifade etmek isterim ki; günümüzde bu kitabın kapsamının ötesine geçen birçok gelişme var; ancak umuyorum ki, bu kitap fikirlerin paylaşımını ve tartışmayı arttırır ve ailelerimizde, topluluklarımızda ve bir bütün olarak dünyada hepimizin ulaşmaya çalıştığı şeyi, anlaşmazlıkların barışçıl çözümünü teşvik eder.

Lisa Parkinson
Bristol, Mayıs 2017

Loader Loading...
EAD Logo Taking too long?

Reload Reload document
| Open Open in new tab

Download [3.16 MB]

https://www.arabuluculukmerkezi.com/wp-content/uploads/2021/05/Aile-Arabuluculugu.pdf

https://adb.adalet.gov.tr/Resimler/SayfaDokuman/1512021090918Aile%20Arabuluculu%C4%9Fu.pdf